28 Mart 2012 Çarşamba

Akıl Oyunları 1: Zeka Soruları

  
  
  Aklının derinliklerine inebilmek ve beynini %0,01 daha fazla kullanmaya çalışmak güzel uğraşlardır, insana çok şey katabilirler. Bu uğraşlar için en çok kullanılan yöntem ise zeka soruları ve paradoksları incelemekten geçer. Tüm bu zeka soruları, paradokslar, tangramlar, göz yanılmaları, matematik eğlenceleri vb.'ne genel olarak verilebilecek bir ad olarak "akıl oyunları" sanıyorum uygundur. Ben çok küçük yaşlardan beri bu konulara ilgi duydum, birçok akıl oyunuyla muhattap oldum ve yeni başlayanlar için bir klavuz hazırlamaya karar verdim. 

  Akıl oyunlarının tarihi çok eskilere ilk insanlara dayanır. İlk insanların beyinlerini yordukları, "Ben Kimim?", "Varoluş Amacım Ne?", Nasıl Hayatta Kalmayı Başarabilirim?" gibi sorular, onlar için müthiş birer zeka sorusuydu ve yanıtlarından neredeyse hiçbir zaman emin olamadılar.
Düşünme Kutusu 1-2 Selçuk Alsan
Gün Yayıncılık
  Zeka soruları dünyada önemli bir uğraş. Ülkemizde ise yeni yeni meşhur oluyor. Bir çoğunuz Bilim ve Teknik Dergisi'nin son sayfalarındaki zeka sorularını okumuşsunuzdur. Gerçekten güzel ve ilgi çekiciydiler. Türkiye'de benim kitaplarıyla tanıştığım ilk kişi Doç. Dr Selçuk Alsan'dır. Kendisi Gemlikli bir İç hastalıkları uzmanı, zeka soruları araştırmacısı, şair ve tübitak uzmanıdır. Bilim ve Teknik'teki soruları uzun bir süre o hazırladı. Düşünme Kutusu1-2, Düşünme Kulesi adlı kitapları incelemeye değerdir. Türkiye'de kitaplarını takip ettiğim bir diğer kişi elektronik mühendisi, iş adamı, satranç federasyonu ve zeka vakfı başkanlarından, milletvekili Emrehan Halıcı'dır. Tübitak Yayınları'ndan çıkmış Zeka Oyunları 1-2 kitapları alınabilir. Şimdi bazı örneklere geçelim.

  Satranç, Buğday ve Matematik: Bir rivayete göre M.S. 6.yy'da İran(Hindistan de olabilir) Şahı, baş bilgininden namına yakışır eğlenceli bir oyun icat etmesini ister. Bilgin satrancı icat eder, şah oyunu çok beğenir. Bilgine, "Dile Benden Ne Dilersen" der. Bilginde satranç tahtasına belli düzende konmuş buğdayların kendisine verilmesini istediğini söyler. Düzen şu şekildedir: Satranç tahtasının 1. karesine 1buğday, 2. karesine 2, 3. karesine4, 4. karesine 8, 5. karesine 16 buğday ..., şeklinde 64 karenin doldurulması. Şah isteği kabul eder ama isteği gerçekleştirmeye ömrü yetmez. Hesaplamalara göre bu miktarda buğday, yeryüzündeki tüm karaların buğday tarlası olduğu durumda bile yaklaşık 30 yılda elde edilebilir. Sanırım şöyle anlatırsam daha net anlaşılacak: Buğday adedi tam olarak; (2^0)+(2^1)+(2^2)+...+(2^62)+(2^63) şeklinde hesaplanır. 
Bilgin gerçekten zekice bir istekte bulunmuş.

  Antika Çömlek: Bir arkeoloji öğrencisi heyecanla arkadaşına şunları anlatıyordu: "Afrika'nın yağmur mevsimiydi, buna rağmen kazmaya devam ederek Victoria gölünün kenarında 20m. derinlikteki bir kalker tabakası içinde üstünde aslan resimleri ve MÖ 471 tarihi olan seramik bir çömlek bulduk, Hem de...". Arkadaşı "seni dinlemeye devam edemeyeceğim" deyip uzaklaştı, acaba neden?
 Bu sorunun cevabı azıcık dikkate ve soruyu güzel okumaya dayanıyor. Pek çoğunuz dikkat etmiştir ama ben yine de belirteyim. MÖ 471 yılında bir çömleğin üzerine MÖ 471 yazılamazdı, çünkü 471 yıl sonra İsa'nın doğacağı bilinemezdi.
  
  Hazine Bölüşme: İki kişi bir adada bir sandık mücevher buluyor. Elmas yüzükler, inci gerdanlıklar, altın küpeler vs. Adada ikisinden başka kimse yok. Bu iki kişi bu hazineyi kavga etmeden en adil şekilde bölüşebilmek için ne yapmalıdır?
 Soruya birçok yanıt verilebilir ama en adil tek bir yol vardır. Kişilerden biri hazineyi ikiye böler, diğeri de istediği yarımı seçer. Eğer bölen kişi bir tarafa fazla mücevher koyacak olursa, diğer kişi fazla olanı seçeceğinden, bölen kişi en mücevheri eşit şekilde bölmeye çalışır. 
  İlginç Bir Oda: Dört yanı çelik duvarla kaplı bir odadasınız. Çakmağınız ve kaleminiz havada boşlukta duruyor, yere düşmüyor. Kaleme bir fiske vuruyorsunuz; havada uçarak gidip duvara yapışıyor. Acaba neredesiniz(Uzay değil)
 Cevap biraz fizik bilgisi gerektiriyor. Bulunduğumuz oda, olanca hızıyla serbest düşmekte olan bir asansördür. Herhangi bir bağlantısı olmadan yukarıdan aşağıya doğru serbest düşme halindedir.
  Zeki Vezir: Bir ülkede vezir yolsuzluk yaptığı anlaşılır ve padişah vezirini yanına çağırır. Şöyle der: "Bu akşam zindanda tutulacaksın. Yarın sabah halkımın gözü önünde sana içinde iki kağıt olan bir torba uzatacağım ve sen kağıtlardan birini çekeceksin. Kağıtların birinde "ölüm", diğerinde "yaşam" yazacak. Eğer ölümü çekersen öldürüleceksin. Yaşamı çekersen canını bağışlayacağım." Vezir zindana götürülür. Zindanda vezire doğruluğu kesin olan bir bilgi gelir.Şöyledir: "Kral kağıtların ikisine de "ölüm" yazdıracak. Vezir Düşünür bir çözüm bulur. Ertesi gün halkın huzurunda torbadan bir kağıt çeker ve hayatta kalmayı başarır. Bunu nasıl başarmış olabilir?
 Soruya birden çok cevap verilebilir. Örneğin; Vezir vir kağıt çeker ve ne yazdığına bakmadan kağıdı yutar ya da yakar. Bu durumda torbada kalmış diğer kağıda bakılır. O kağıtta "ölüm" yazıyordur. Bu durumda vezirin çektiği ilk kağıtta "yaşam" yazıyor olması gerekir. Padişah halkının önünde hile yaptığını itiraf etmeyeceği için vezir kurtulur.

  Daha binlerce bu güzellikte zeka sorusu var tabi ki. Çok fazla uzatıp sıkıcı olmak istemiyorum. Ama Akıl Oyunları Yazı dizisi sürecek. Sırada Paradokslar, tangramlar, matematik eğlenceleri, göz yanılmaları, gibi konuların işleneceği yazılar var. Önümüzdeki günlerde paylaşacağım. Amacım ilginizi sonsuz akıl karmaşasına yöneltebilmekti. Aklınıza takılanları ya da ilginizi çeken soruları yorumlar kısmından gönderebilirsiniz. Görüşmek üzere...

  

8 Mart 2012 Perşembe

Mühendislik öğrencileri için müthiş bir klavuz: Staj mülakatı nasıl yapılmaz?

   Sevgili mühendis adayı arkadaşlarım. Ben de artık adaylığının sonuna gelmiş bir elektronik mühendisi adayıyım. Bu güne kadar toplam 3 staj yaptım ve hiçbiri staj kurulu tarafından tam sayılmadı. Ucundan köşesinden kırpıldı hep.15 işgünü stajlarım 10 işgünü, 18 işgünü stajlarım 12 işgünü sayıldı. Hep farklı bir taktik denedim, hiçbiri tutmadı. Bu yüzden ne yaptığımı yazayım ki siz aynılarını yapmayın. Stajlarınız eksik sayılmasın. Ben yandım siz yanmayın a dostlar.


     İlk tavsiye: Stajınızı naylon yapın!
Yalan Haber İnanmayın
   Evet koçlar.  Benden size ilk tavsiye stajınızı naylon yapmanızdır. Ben stajı hiç naylon yapmadım, ama kimseye inandıramadım. Staj komisyonu hep sordu soruşturdu. Staj yerimi beğenmedi. Muhtemelen bu yüzden stajımı eksik saydı. Oysa naylon yapsaydım ya yine eksik sayılacaktı günüm ve bir kaybım olmayacaktı, ya da bir şekilde yalanım tutacaktı ve kâra geçecektim. Alın teri dökmemek, gezmek, tozmak da yanıma kar kalacaktı. Haksız mıyım?


     Defterinize kimsenin bilmediği, duymadığı bilgiler yazın!
   Ben ilk defterime konuyla ilgili temel bilgileri yazdım, resimleri koydum, olmaz dediler. Bu bilgiler her yerde var, Google amcaya bile sorsan söyler dediler. Tamam dedim.
Sonraki defterime fabrika ile ilgili resimleri, bilgileri ve teknik bilgileri yazdım. Sen hiçbir şey yapmadın mı? Bize ne fabrikanın osundan busundan, katalog bilgilerinden dediler. Sen mühendisin değil teknikerin işini yapmışsın dediler. Tamam dedim.
Staj Defteri Sayfası Örneği
Son stajımda bol bol uygulamalar, projeler koydum. Anlat dediler anlattım. Sen fabrikada projede aktif görev aldın mı dediler. Almadım dedim. Olmadı bu dediler. Tamam dedim.

     “Staj yerinde tüm işler benden soruldu” imajı verin.
   Hocaların gözünde staj şöyle bir olay: İş adamları stajyerleri dört gözle bekliyorlar. Onlar gelince direk işlerin başına geçiriyorlar. Mühendisler kenara çekiliyor ve onların görevlerini stajyerler üstleniyor. Staj 2 hafta dahi sürse, o süreçte inanılmaz projeler yaplıyor ve tüm konulara hakimiyet sağlanıyor. Aldığınız kritik kararlarla işletme kârını arttırılıyor.
   İşte bu yüzden siz de hocalara böyle bir tavır takının. Hatta abartıp, 2 hafta boyunca fabrikayı ben yönettim deyin. Göreceksiniz komisyon mest olacak stajınızı tam sayacaktır. Ben yapmadım, bu yüzden tam saydıramadım.
Akıllıca Cevaplar Verin

     Defteri tükenmezle kötü bir şekilde yazın:
   Belki de en önemli maddedeyiz. Staj defterinizi sakın ha bilgisayarda yazmayın. Defteriniz mavi tükenmezle yazılsın ki günü gününe notlar alınmış izlenimi versin. Kenarları kıvır kıvır, sayfalar kırış kırış olsun ki çok uğraşılmış izlenimi versin. Resimleri, uhuyu bol sürerek yapıştırın uhu arka sayfaya çıksın ki sağdan soldan alınmadığı, sizin tarafınızdan yapıldığı belli olsun. Yazınız kötü, çarpuk çurpuk olsun ki çılgın mühendis imajı yaratsın. Ben hep bilgisayarda yazdım çizdim, düzenli takıldım. Mükafatını ise bildiğiniz şekilde aldım. Siz düşmeyin aynı hataya.

     Gün sayısı kadar defter sayfası yazmayın:
   Nedense hocaların ilk baktığı şeylerden biri budur. 20 gün stajın defteri 20 sayfa olamaz ama 18 ya da 22 olabilir. Bu yüzden mümkünse her yaprağın sadece ön yüzüne yazın ki defter kalın gözüksün. Hele ki gün sayısının iki katı kadar defter sayfası doldurduysanız staja garanti gözüyle bakabilirsiniz. Son olarak da defter sayfa sayısı 5in katları olmamalıdır. 20, 25 sayfalı bir defterdense, 17,28 sayfalı bir defter daha makbüldür. Bunlar önemli şeyler.

Komisyonu Etkileyin
     Resmi çok yazıyı az tutun:
   Defter sayfa sayısını arttırmanın en güzel yoludur. Komisyon defteri okumaktansa resimlerine bakmayı tercih eder çoğu zaman. Sayfanın dörtte üçünü kaplayan bir resim koyup, resmin üstüne ve altına 2 satır yazı yazmak en idealidir ve sizi direk sonuca götürür. Ben yapmadım siz yapın.

     Boş konuşun ama çok konuşun:
   Staj komisyonunda vurucu gücümüz çenemiz olacak. Onu iyi kullanın. Boş konuşun. Örneğin fabrikadaki mühendisle çaycının yaşak aşkından bahsedin. Bu sizin fabrikada bulunduğunuzun kanıtı olacaktır. Asla olumsuz cevap vermeyin, hep yaptım ettim deyin. Korkmayın; aksi asla kanıtlanamayacaktır.



   Son söz:  Ben bu dediklerimi hiç yapmadım. Dürüstlükten ayrılmadım. Sonuçta nice stajlarım ziyan oldu.  Siz uygulayın sonuçlardan beni haberdar edin. Kendi tecrübelerinizi anlatın. Söz bir daha ki komisyonda hepsini deneyeceğim. İyi şanslar hepinize.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...